Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM İncelemesi
Canon’un pompalı serisi Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM lensini inceleme masamıza yatırmanın zamanı geldi. Uzun bir süredir, yaklaşık 2 ,5 senedir Zoom Lens kullanmıyordum. Sahip olduğum en son zoom lens 40D gövdemle kullandığım 55-250mm’ydi. Sonrasında hiç zoom lens kullanma hevesim yoktu. Fakat geçtiğimiz Haziran(2012) ayından beri bir zoom alma isteğim vardı. Fakat araya giren eğitim aram yüzünden zoom hayalim hep yarım kaldı. Ara ara 70-200mm ilanlarına bakıyorum fakat aklım Canon’un zoom bombası olan 100-400’deydi. Çünkü hali hazırda 24-105mm lensim mevcut, yanına alacağım 70-200 sayesinde sadece 100mm daha yakınlaşabilecektim. 70-100 aralığına sahip 2 farklı lensim olacaktı. Fakat 100-400 u alırsam 24-105mm’nin yetmediği yerlerde 100-400’ü takarak çekimime rahatlıkla devam edecektim. Beni tanıyanlar ağırlıklı olarak otomobil çektiğimi bilirler. Bu lens ne alaka, kuş mu çekeceksin gibi sorularınızı duyar gibi oluyorum. Bu lensi yine otomobil çekimlerinde kullanacağım. Çünkü telefoto lenslerle çekilen otomobil fotoğraflarını incelerken otomobili arka plandan koparması çok hoşuma gidiyordu. Neyse kısa keserek, yavaştan inceleme yazıma başlamak istiyorum.
Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM’yi ilk 1998 yılında piyasaya sundu. O günden bu güne bu lensin üretimi devam etmektedir. Lens aslında spor muhabirleri , magazin muhabirleri ve vahşi yaşam çeken fotoğrafçılar için biçilmiş kaftan. 100-400mm aralığında lens değiştirmeden L kalitesinde IS teknolojisi sayesinde elde çekimlerde oluşan titreşimi engellemeyi sağlayan bir canavar.
Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM Dış Yapı:
Kullandığım lensler arasında rahatlıkla dış yapı olarak ilk 3 e girdi diyebilirim. Magnezyum yapısı sayesinde tok ve kaliteli olduğunu ilk tuttuğunuz zaman anlayabiliyorsunuz. Dışardan 100mm’de bakıldığı zaman 70-200mm 2.8 boyutlarında olan bu lens, pompalı zoom sistemine sahip olduğu için 400mm’ye geldiği zaman dışarıdan biraz dikkat çekiyor. Lensin ilk dikkat çeken özelliği ise, zoom sisteminin bildiğimiz lenslerden farklı oluşu. Bu lenste zoom yapmak için lensi ileri geri oynatmamız gerekiyor. Kısaca pompalı bir sistem var diyebiliriz. Bu sistemin kontrolü ise, bir halka ile yapılmakta. Halkanın üzerinde Smooth(geniş) ve Tight(sıkı) olmak üzere 2 seçenek var.sağa doğru çevirirseniz Tight, (sıkı) zoom yapmanızı zorlaştırır hatta iyice sıkarsanız lensin odak uzaklığın sabitlemiş olursunuz. Smooth’ta ise tam tersi. Odak uzaklığını rahatlıkla değiştirebilirsiniz. Bu haklanın hemen önünde ise Manuel Odaklama Halkası mevcuttur. Bu halkayı çevirdiğiniz zaman altındaki Zoom Ayarını yaptığımız halka da beraberinde dönüyor. Bu yüzden Manuel Netleme yapmak biraz zorluyor. Bu lensle netleme yaparken, Odak halkasını çevirerek istediğimiz zaman netlemeye müdahale edebiliyoruz. Tabi bunu sağlayan teknoloji ise USM. (Ultra Sonic Motor)
Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM üzerinde 4 adet tuş mevcut. Bunlar;
Stabilizer ON – OFF: Titreşim Engelleyiciyi açıp kapatmaya yarıyor.
Stabilizer Mode 1 Mode 2: Titreşim engelleyicinin iki modu bulunuyor. Birinci mod’da hem yatay hemde dikey titreşimleri , ikinci mod da ise sadece yatay titreşimleri engellemek mümkün.
AF – MF: Otomatik Netleme ya da Manuel Netleme tuşu
1.8m- Sonsuz: Netleme mekanizması 1.8 Metreyle Sonsuz arasında çalışıyor.
6.5m- Sonsuz : Netleme mekanizması 6.5 Metreyle Sonsuz arasında çalışıyor. Böylelikle uzaktaki objeleri çekerken, netleme yapmak için, 1.8m ile 6.5m arasındaki bölümü taramadan daha hızlı netlik yapmasını sağlıyor.
Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM Kullanım:
Açıkçası lensi daha yeni aldım, 45dk 1saatlik bir yürüyüş sırasında boynumda taşıdım eve geldiğimde az da olsa bir ağrım vardı. Lens 1.4kg geldiği için uzun gezilerde sıkıntı olabiliyor. Fakat 100-400mm aralığını size bu kalitede sağlayacak daha hafif başka bir alternatifiniz mevcut değil.
İkinci olarak ta Smooth- Tight halkasının kullanımına henüz alışamadım. Malum yürüyüş halindeyken Smooth’ta bırakamıyorsunuz, lens kendini 400mm’ye bırakıyor lensi korumak daha zor oluyor. Tight’a alıp 100mm’ye sabitlememiz gerekiyor. Tam sabitlediğiniz anda çekmek istediğiniz bir şey görüyorsunuz, tekrardan Tight’tan Smooth’a doğru halkayı çeviriyoruz çekimimizi yapıyoruz sonra tekrar, 100mm’ye getirip Tight yapma işlemine üşendim desem yalan olmaz.
Lensin ele oturuşu inanılmaz. Şu anda kendi gövdemde grip yok. Gripsiz gövdeyle bile harika bir tutuş sağladım. Gripli bir gövdeyle daha da dengeli bir şekilde lense hakim olabileceğimi düşünüyorum. Zoom lenslerin sıkıntısı, odak uzaklığı arttıkça en ufak titreşimden bile etkilenerek netliğin bozulmasıdır. Bunun için çekim yaparken hangi odak uzaklığında çekim yapıyorsanız o enstantane değerini kullanmanız gerekir. Atıyorum 400mm’de çekiyorsanız, TV moduna gelip 1/400’e gelmek fotoğraflarınız net çıkmasını sağlar.
Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM Fotoğraf Kalitesi:
Canon EF 100-400mm f/4.5-5.6L IS USM’yi satın almadan önce internette yaptığım araştırmalar sonucunda, 100mm f/4.5 değerinde lensin soft kaldığını, bu yüzden diyaframı bir stop kısıp öyle çekim yapılmasını öneriyorlardı. Lensi alır almaz ilk işim bunu denemek oldu. Açıkçası abartılacak bir softluk söz konusu değil. Bunun dışında odak uzaklığını arttırdığımız zaman bu softluktan eser kalmıyor ve gayet kontrastına doygun, keskin fotoğraflar veriyor. 8 diyafram bıçağı sayesinde yarattığı blur çok hoşuma gitti. Özellikle 400mm’de f5.6’da yapılan çekimlerde arka taraftaki objeyi kadraj yığması ve objeyle arka planı çok güzel bir şekilde ayırmasını çok beğendim.
Yine internette okuduğum lensin 250-400MM’ler arasında CA (Chromatic Aberration) ürettiğini okumuştum. 250 ile 400mm’ler arasında abartılmayacakta olsa CA görmek mümkün. Fakat bunu photoshop’ta tek hamleyle kaldırabiliyoruz o yüzden fazla bir sıkıntı yaratmıyor. CA’yı genelde Full Frame sensörlü fotoğraf makinelerinde daha rahat hissedebiliyoruz. Crop’lu sensörlü makinelerde CA problemi yok denecek kadar aza iniyor.
Bu lenste en çok dikkatimi çeken, Kenar Kararmalarının çok fazla olmasıydı. Özellikle 100mm f4.5 ve 400mm 5.6’da inanılmaz bir kenar kararması mevcut. Bu durum yine Full Frame Sensörlerde daha da belirginleşiyor. Bu değerlerin dışında kenar kararması fazla sıkıntı çıkarmıyor. Tabi bu da yine Photoshop yardımıyla çözülebilecek basit bir sorun.
Canon 100-400’de çektiğiniz açıya bağlı olarak flare oluşması söz konusu. Işık kaynağının çok güçlü olması sonucunda ghosting ve kontrastta azalma söz konusu olabiliyor. Bu sorunu ise lensle beraber gelen parasoleyi kullanarak çözebiliriz.
Lensin eski versiyonlarında bazı kötü kopyaları mevcut olduğunu da buradan hatırlatmak istiyorum. Yine internette dolaşan bilgiler dahilinde eski tarihte üretilmiş bu lenslerde keskinlik problemleri mevcut oluyor.
Örnek Fotoğraflar:
Peki Canon 100-400’ile objelere ne kadar yaklaşabilirim?
Aşağıdaki test Canon 5d Mark II’yle yapılmıştır.
Sonuç:
Canon 100-400mm, bu odak aralığında rakipsiz bir lens. Sigma 50-500mm mevcut fakat inceleme ve kullanma imkanım olmadığı için o lens hakkında bir yorum yapamıyorum. Bu lens, sağladığı odak uzaklığı sayesinde manzara, portre, vahşi yaşam, spor karşılaşmalarında sorunsuzca kullanılabilir.
Tek sıkıntı olarak, f4.5-5.6 diyafram aralığı yüzünden kapalı alanda yapılan çekimlerde baya bir yavaş kalacağını söyleyebilirim.Tüm bunların dışında, ornitoyla ilgilenmediğim için bu lens ornitoya uyumlu mu uyumsuz mu test etme imkanım olmadı. Fakat bu lensi daha önce kullanan ornitocu arkadaşlardan bazıları lensten memnun kimisi de memnun değil ama memnun olan fotoğrafçı arkadaşlarımın örnek fotoğraflarına bakınca güzel ışıkta çok güzel fotoğraflar çekileceğini de gördüm.
Canon 100-400mm denildiği zaman aklılara gelen ilk iki soru;
Lensin içinde toz var mı?
MM’lerin yazdığı yerde soyulma var mı?
Aslında bu lensin en büyük iki sıkıntısı yukarıdaki durumlardır. Lens Pull & Push teknolojisiyle üretildiği için içine hava giriyor. Tabi çekim yaptığınız yerde çok tozlu ise lensin içine tozlar rahatlıkla girebiliyor. Bir diğer sıkıntısı ise, lensin ileri geri gittiği yer üzerinde soyulmalar varsa, buradan soyulan ufak parçalar lensin içine kaçabiliyor. Bu alanın üzerinde soyulma olmasının sebebi ise, Smooth – Tight halkasını sürekli Tight’a (Sıkı) yakın bir ayarda kullanılmasıdır. Sıkı ayardayken devamlı ileri geri yapılan mekanizma zamanla yıpranıp soyulmaya başlamaktadır. Bu yüzden zoom ayarınızı Smooth’ta tutmayı unutmayın.
Eğer benim gibi uzun bir süredir bu tarz ağır lensleri kullanmadıysanız, 1.4kg ağırlığı kesinlikle büyük bir problem olacaktır. Özellikle uzun yürüyüşlerde boyuna asmak pek akıl işi gibi durmuyor. (şimdilik) Yazının başlarında da bahsettiğim , Tight – Smooth halkasıyla Manuel Focus halkası bazen karışıyor. El alışkanlığı gerektiriyor. Zamanla ona da alışacağımı düşünüyorum.
Fotoğraf kalitesi olarak aklıma ilk gelen, 100mm ve 400mm’deki kenar kararmaları oldu. Onun dışında şuana kadar çektiğim fotoğraflardan gayet memnunum. Fotoğraflardaki kontrast gerçekten göz dolduruyor bunun yanı sıra keskinlikte gayet başarılı. Bu odak uzaklığını arayan herkesin gönül rahatlığıyla alabileceği bir lens.
Bu yazımla sizlere faydalı bilgiler verebildiysem aşağıdaki yorumları kısmına yorum bırakabilir veya bu gönderiyi beğenebilirsiniz. 🙂
Mert Gündoğdu | Ocak 2013
